Juripost

Haberin ötesinde, hukukun merkezinde.

AİHM’den önemli bir ihlal kararı daha: Mektuplara el konulamaz

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 3 Haziran 2025 tarihli Uygun/Türkiye (başvuru no: 9389/19) kararında, cezaevinde tutuklu bulunan başvurucunun nişanlısına gönderdiği mektubun cezaevi idaresi tarafından engellenmesini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 8. maddesi kapsamında ihlal olarak değerlendirdi.

Başvurucu, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından tutuklanarak 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmış ve 2018 yılında Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’ne nakledilmişti. Aynı yıl, nişanlısı Ş.Ş.’ye on sayfalık bir mektup yazdı. Cezaevi Disiplin Kurulu, mektubun bir paragrafında geçen ifadelerin “örgütsel irtibatın sürdüğüne” işaret ettiğini belirterek gönderimini engelledi. Gerekçede, başvurucunun “itirafçı bir kişiye müdahale edemediği” yönündeki ifadeleri ile önceki disiplin soruşturmalarına yapılan atıflar yer aldı.

Başvurucunun iç hukuk yollarına yaptığı itirazlar sonuçsuz kalınca, dosya AİHM’e taşındı.

AİHS m. 6/2 – Masumiyet karinesi iddiası

Başvurucu, disiplin kurulunun gerekçesinde kullanılan ifadelerin, henüz Yargıtay incelemesi devam eden davası bağlamında suçluluk izlenimi doğurduğunu ileri sürdü. AİHM, kurulun dilini özenli bulmamakla birlikte, kararın cezai sorumluluğa dair kesin bir kanaat içermediğini belirterek bu şikâyeti kabul edilemez buldu.

AİHS m. 8 – Yazışma özgürlüğü yönünden ihlal

Mahkeme, başvurunun esasını AİHS’nin 8. maddesi (özel hayat ve yazışma özgürlüğü) kapsamında değerlendirdi. Kararda, başvurucunun:

  • OHAL döneminde yüz yüze veya telefonla iletişim kurma imkanına sahip olmadığı,
  • Yazılı iletişimin tek iletişim aracı olduğu,
  • Mektubun yalnızca bir paragrafında sakıncalı içerik tespit edildiği,
  • Cezaevi idaresinin bu kısmı karalayarak mektubu göndermeyi değerlendirmediği,
  • İç hukuk yollarında bu alternatifin dikkate alınmadığı

vurgulanarak, müdahalenin orantısız olduğu ve demokratik bir toplumda gerekli sayılamayacağı ifade edildi.

Ayrıca Mahkeme, Türk hükümetinin müdahalenin OHAL bağlamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki savunmasını da yerinde bulmadı. Kararda, uygulamanın olağan yasal düzenlemelere dayandığı, OHAL’e özgü bir gerekçenin sunulmadığı belirtildi.

Kararın etkisi

AİHM, yazışma özgürlüğüne yapılan müdahalenin AİHS’nin 8. maddesini ihlal ettiğine karar verdi. Manevi tazminat talepleri ise reddedildi.

Karar, tutuklu ve hükümlülerin iletişim haklarına yönelik müdahalelerin orantılı ve gerekli ölçülerde olması gerektiğine ilişkin değerlendirmeleri içermesi açısından dikkat çekiyor.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir